Yaşar' ın Web Günlüğü

31 Ocak 2006

Sana hiçbir şey demiyorum...

varadero: Challenger
varadero: canim sıkılıyor
Challenger: varadero,
Challenger: ee?
Challenger: :)
varadero: flim koydum download a
varadero: düzgün hattı olan adam yok
varadero: 15dk kaldi diyor
Challenger: ne diyon sen ya? :)
Challenger: 15dk?
varadero: 580 k dan hizli adam bulamadim
varadero: napim
yuxel_: mesut: evet
varadero: gecen terbiesizin birinden 16 m le cektim flimleri
Challenger: varadero, yuh diyorum başka bir şey demiyorum
varadero: pc kitlendi
varadero: children of dune
varadero: die flim vardı ben genc kene
varadero: onu indiriyorum
Challenger: ben 17' nin üstüne çıksam öpüp başımın üstüne koyacam
varadero: laptop un
varadero: varmi ?
Challenger: yok
Challenger: ne gezer gariban programcıda laptop
varadero: hardisk i getir ozaman
varadero: indiriceklerini indir
varadero: ne kasiyon
varadero: :)
Challenger: :)
Challenger: pişman olursun söylediğine :)
varadero: bişi
varadero: olmaz
varadero: QOS var
Challenger: iyi perşembe getireyim :)
varadero: getir cekinme
varadero: hdd de bisi tutmuyom ben artık :)
varadero: siliyom
varadero: linux cd leri 4-5 m le gelio nasılsa
Challenger: :)
mesut: ulaknettemisin nerdesin sen
Challenger: yuh be yyuh
Challenger: varadero, yeter ben dayanamayacam
varadero: ii işte
varadero: sali dersi kacirmazsin
varadero: :)
varadero: hahah
Challenger: pencereyi arkaya atıyom
Challenger: yeter artık :)
varadero: 9 dk kalmış
varadero: film in bitmesine cay hazirlayayim

30 Ocak 2006

Elektrik kesintisi, Emacs, CSS, E17 ve FreeBSD

Dün bir önceki gecenin yorgunluğu nedeniyle saat 13:30 gibi uyanabildim. Yatakta bir yarım saat daha keyif yapayım, duş, kahvaltı vs. derken aMule ile Formula 1 videosu indirmeye devam eden bilgisayarımın fan sesinin birden kesildiğini farkettim. Evet! Elektrikler kesilmişti! Yapmam gereken işler vardı ve elektrikler kesilmişti. Bekledim, bekledim bekledima ama yok! Gelmeye de hiç niyetli değildi. Anlaşılan hafta içi akşamları işimi bitirebilmek için bayağı yoğun çalışmam gerekecekti. Sonra markete gitmek için dışarıya çıktığımda tüm caddede elektriklerin olmadığını gördüm. Marketten çıkıp eve geri döndüğümde elektrikler gelmişti.

Hemen bilgisayarımın başına geçip e-postalarımı kontrol ettikten sonra Emacs' i açıp çalışmaya koyuldum. Emacs' e yeni yeni alışıyorum. Halen bazı sorunlarım var ama yine de rahatım. Daha henüz Emacs' i tam olarak kendi kod stilime uygun şekilde kullanamıyorum. .emacs dosyası üzerinde biraz daha çalışmam gerekiyor. ELisp' i az çok anlamaya başlasam da Emacs' in ne kadar da güçlü ve ne kadar da çok özelleştirilebilir olduğunun farkındayım. Google' da .emacs dosyamı düzenlemek için yaptığım aramalarda bulduğum sonuçlardan ve yaptığım birkaç denemeden sonra bunu daha iyi anladım. Wikipedia ve Blogger için de mod buldum. Bunları da uygun olduğum bir zamanda deneyeceğim.

Hafta sonu boyunca yaptığım çalışmalarda çoğunlukla CSS ile uğraştım. O kadar vakit kaybetmeme rağmen uğraştığıma değdi. Çünkü bir sürü yeni şey öğrendim ve sonuçta çok az HTML kodu ile çok iyi özelleştirilebilen kodlar yazabildim.

Bu arada bir de geçenlerde Enlightenmnet DR17 kurdum sisteme. Sonra da irc.freenode.net' te #fazlamesai kanalında yakaladığım conan' a ardından da conan' ın e17 kurup orgazm oluşu esnasında kanala girme gafletinde bulunan darkhunter' a e17 büyüsü yaptım. Görünüşe göre kurtulamayacaklar :)

Ben de şuraya ve buraya birer ekran görüntüsü koydum.

Dün gece çalışırken bir arkadaşım ICQ' dan bana bir mesaj attı. Kendisiyle aynı şirkette çalışıyorduk ve ben ona sürekli Linux/UNIX' den bahsediyordum. FreeBSD' nin de lafı geçiyordu arada. Her ne kadar doğru dürüst BSD kullanmışlığım olmasa da ne kadar güçlü ve sağlam bir sistem olduğunun farkındaydım ve bundan bahsediyordum. Meraktan FreeBSD kurmuş bilgisayarına. Kurcalamış etmiş. Şimdilerde ise FreeBSD üzerinde Java ile çalışıyormuş. Ve bana dün gece teşekkür etti. "Sayende oldu, iyi ki kurmuşum" dedi. Aslında benim yaptığım tek şey UNIX' lerden bahsetmekti. Ama onu heveslendirdiğim için kurmasına ve kullanmasına bir vesile olmuş bu. Tabi bu da beni çok sevindirdi.

Gece boyunca Emacs ile kod yazıp durdum, gözlerim yanıyor.

Artık bu kadar laf yeter. Kolamdan bir yudum daha alayım ve işime devam edeyim.

29 Ocak 2006

Ben Chevrolet Corvette' yim

Aslında Ferrari F360 F1 Spider ya da Ferrari F50 olmayı isterdim ama bende ne onlar gibi estetik var ne de onlarınkiler kadar sağlam kaya gibi bir vücudum. :)

Bugün Gezegen Linux' u okurken Alper Kanat' ın günlüğünde yıllarca Windows kullanan bir arkadaşının hızlı bir şekilde Windows' u tamamen terkedip Debian' a geçiş yaptığını anlatan yazısını okudum. Bu geçişi yapan Ozan Güven adlı arkadaşın günlüğüne de bakınca size 12 soru sorarak hangi spor araca benzediğinizi söyleyen bir testten bahsettiğini okudum. Daha önce de bazı sorular sorarak hangi işletim sistemine benzediğinizi söyleyen bir test vardı. O testte de Slackware Linux çıkmıştım. Bu testi de bir deneyeyim dedim ve işte sonuç:

I'm a Chevrolet Corvette!



You're a classic - powerful, athletic, and competitive. You're all about winning the race and getting the job done. While you have a practical everyday side, you get wild when anyone pushes your pedal. You hate to lose, but you hardly ever do.


Take the Which Sports Car Are You? quiz.



26 Ocak 2006

Donarak ölen insanlık

Az önce Radikal Gazetesi' nin web sistesinde bu haberi okudum. Bitlis' te çığ altında kalan otobüsün şöförünün anlattıkları adeta kanımı dondurdu. Yolda bulunan diğer araçlardaki insanlar olayı sadece seyretmekle kalmayıp, yardım isteyen, soğuktan donan yaralıları da araçlarına almamışlar! Üstelik 5 saat boyunca orada bulunmalarına rağmen... Otopsi raporuna göre ölen o 8 kişi donarak ölmüş ve aslında kurtulabilirmiş. Bu nasıl bir vicdandır? Bu nasıl insanlıktır? Ben anlayamadım, aklım almadı. Anlamak da istemiyorum.

20 Ocak 2006

Şeytan, rock müziğin tam kalbinde

Vaktiyle Challenger uzay mekiği faciasını ilahi bir cezalandırma olduğunu yazan (isim güya "Allah' a meydan okumak" anlamındaymış) Yeni Şafak gazetesinden yine süper komik bir yazı: "Şeytan, rock müziğin tam kâlbinde"

Yazıdaki ilk komedi Madonna ve Michael Jackson' ın rock müzik yaptığını sanmaları.

İkinci komedi ise yazının giriş kısmında Beatles, Metallica ve AC/DC' den de bahsetmelerine rağmen, yazının kendisinde hiçbir şekilde bu iki grubun şarkılarında neden "şeytani" mesaj olduğu anlatılmamış. Üstelik Metallica' nın şeytan ile ilişkisi sanırım sadece "Am I Evil?" adlı şarkının ismine bakarak kurmuşlar. Allah bilir şarkıyı hiç dinlememişlerdir.

Üçüncüsü ise trajikomik:
Albümlerinde elde ettikleri büyük müzikal başarılara karşın özel yaşamları kimi dönemlerde tiksinti verici türden yozluklara sahne olan Led Zeppelin üyeleri, zirveden hiç inmedikleri 1970'lerde ilk darbeyi grubun solisti Robert Plant'in küçük oğlunun 1978'de âni bir mide rahatsızlığı sonucu ölmesiyle aldılar. Bazı İngiliz yayın organları bunun rakip bir okültist grubun küçük çocuğa yaptığı ölüm büyüsü yüzünden gerçekleştiğini bile savundu. Çünkü hem grubun solisti Plant'in hem de gitarist Page'in yoğun olarak büyücülükle ilgilendikleri dedikoduları o günlerde ayyuka çıkmış durumdaydı.

Ayıp denen bir şey var. Bu kadar saygısızca, bilinçsizce mi yazılır bir yazı?


16 Ocak 2006

Ve F2006 sahnede!

Michael Schumacher, F2006 ile bu sabah Fiorano pistinde birkaç deneme turu atmış. Yarın ise bir haftalık teste çıkacakmış. Kanat yapısı oldukça ilginç. Yere daha yakın ve sivri burnu, ön kanatın yanındaki küçük kanatçıklar ve gövdenin arka kısmı ile arka kanatta bulunan ek parçalar ilk dikkatimi çekenler yeniliklerden. Acaba bu aracı F2005 gibi Aldo Costa mı tasarladı yoksa Rory Byrne yine iş başında mı merak ediyorum. Büyük ihtimalle bu hafta yapılacak testler esnasında bu küçük aerodinamik parçalar üzerinde bayağı bir oynayacaklar.

Habere ve resimlere buradan ulaşılabilirsiniz.

Aracı ilk gördüğümde heyecanlandım :)

Birkaç döküman

Bu sabah orayı burayı kurcalarken gözüme çarpan birkaç döküman:
So You Like Color !!! (The mysterious ^[[ characters)
Tutorial: Creating GUI Applications in Python with QT
Python ile Gnome Uygulamaları Geliştirme(Bölüm 1)
Python ile Gnome Uygulamaları Geliştirmek (Bölüm 2)
Python kullanarak Gnome için Uygulama Geliştirme(Bölüm 3)

15 Ocak 2006

Videoları VCD' ye çevirme

Elimde bulunan bazı Formula 1 videolarını VCD yapmak istedim. Ancak K3B "bu AVI, ben bunu VCD yapmam" deyince AVI' yi nasıl VCD için uygun MPEG dosyası haline getiririm diye araştırdım. Evet mencoder ve ffmpeg bu işi yapıyordu. Ancak KDE-Apps.org' da bu Konqueror betiğini görünce hemen uyguladım. Tabi bu betik de mencoder ve ffmpeg kullanıyor. Dosyayı /usr/share/apps/konqueror/servicemenus altına konqkonv.desktop adı ile kaydettim. Ancak betiğin Debian' da düzgün çalışması için içerisindeki "time" kelimelerini silmek gerekti.

Sonuçta tek tık ile her türlü avi, wmv ve mov dosyalarınız VCD' ye çevrilir :-)

14 Ocak 2006

MySQL' de INSERT ızdırabı (tabi benim suçum)

MyISAM tipindeki bir tabloya veri girerken, daha önce silinmiş olan verilerin aynısının tekrar eklenmesi esnasında MySQL gidip tablonun sonuna bir satır daha girmek yerine daha önce olduğu yere yazıyordu. Ben de acaba şöyle yapsam düzelir mi böyle yapsam düzelir mi diye söylenerek düşünürken kafama dank etti. Niye MySQL DELETE komutunu verdiğimde veriyi silsin ki? İlgili veri satırındaki bir bayrağın konumunu değiştiriyor, ben tekrar aynı veriyi kaydetmeye kalktığımda bakıyor veriler aynı bayrağın konumunu yine düzeltiveriyordu. Tabi sonuç olarak da veriler karşıma eski sırasında çıkıyordu.

Sıra numarasını tutan bir alan açmayı tabi sonradan akıl edebildik. Demek ki insan bu kadar aptallaşabiliyor gece gece. Gerçi saat de pek geç değil ama neyse. Tamam gülmeyin.

Buffer Overflow

Buffer overflow konusunu anlatan güzel bir yazı:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=5879513

13 Ocak 2006

Bas manyakları

Bu insanların dinledikleri müzikalite yoksunu, sadece "dıstık dıstık, dum dıstık" şeklinde bir müzik içeren ve sözleri de ayrı saçmalık olan şarkılarda ne bulduklarını sorgulamayı bıraktım artık. Artık beni sadece neden bu kadar yüksek sesle bu müziği dinledikleri ilgilendiriyor. İnsan istediği tarzı dinleyebilir, sabahtan akşama kadar da dinleyebilir. Ama bu şarkıları ben dinlemek zorunda değilim. Sesi bu kadar açmak zorunda değiller. Sesi kısık dinledikleri şarkılarda bile bas seviyesini o kadar çok yükseltiyorlar ki, ayaklarımı altında, hatta klavye ile yazmak için elimi masaya koyduğum anda bile rahatsız edici bir titreşim hissediyorum.

İnsan sürekli derinden gelen "dumm dumm dumm" seslerini nasıl dinleyebilir? Bunun nasıl bir zevki olabilir merak ediyorum. Diğer insanlara saygıyı falan geçtim artık.

12 Ocak 2006

Yeni sezon, Yeni Ferrari

Bugün F1Racing.net' te bulunan haber başlıklarından %90' ı Ferrari ve yeni sezonda Ferrari' nin daha iyi olacağı ile ilgiliydi. Az önce Michael Schumacher' in de yine yeni Ferrari' nin (F2006) daha iyi olacağını söylediğine dair bir haber geldi. Bugün izlediğim "Michael Does It Again" adlı 2004 sezonuna bakış videosunun da gazına gelip böyle haberler de okumak beni mutlu etti. Ama 2005 gibi kötü bir sezon geçirip yine hüsrana uğramak da var işin ucunda.

Jerez' de yapılan testlere bakılırsa Ferrari V8 motoru konusunda en hızlı görünüyor. Ancak testler izleyiciler için çok şey ifade etmeyecektir. Diğer takımların, özellikle de McLaren ve Honda' nın ne yaptığını gerçekten çok merak ediyorum. Gerçi testlerde Ferrari' nin gerisinde kalmışlar ama 2006 araçlarını piste sürdüklerinde bu kadar geride kalacaklarını hiç sanmıyorum. McLaren 2000' den beri hep sezon başında tökezlese de sezon ortasında toparlanıyor ve başa yarışmaya başlıyor. Schumacher' in her zaman dediği gibi bekleyeceğiz ve nasıl işleyeceğini göreceğiz.

23 Ocak' ta yapılacak F2006 tanıtımını sabırsızlıkla bekliyorum. Ah o sırada Maranello' da olmak vardı :)

Düzeltme: Tanıtımlar Maranello' da değil Mugello' da yapılıyordu. Ah kafam, hep unutuyorum ya!

Anjuta IDE

Evde dünden beri Anjuta IDE ile C kodu yazıyorum. Oldukça kullanışlıymış. Derleme vs. özelliklerini kullanmak için KDevelop' taki gibi illa proje oluşturmak gerekmiyor. Daha herhangi bir proje oluşturup özelliklerini inceleme fırsatım olmadı ama bu haliyle de gözüme hiç de fena görünmedi.

11 Ocak 2006

Bıktım

Evet bıktım artık. Beni MSN Messenger arkadaş listesine eklemek isteyenlerden bıktım artık.
Aşağıdakine benzer bir ismi kullanan birisini kim listesine ekler Allah aşkına?

09 Ocak 2006

QBASIC Rules!

Az önce Linux Gezegeni' nde Serbülent Ünsal' ın yazdığı "Değerlerin Yerini Değiştirme" başlıklı yazıyı gördüm. Ruby' de değişken değerlerinin yerlerini değiştirmenin çok kolay olduğunu söylemiş. Onur Yalazı da "Kıllık olsun (AKA ruby ye ne gerek)" demiş.

Bence her ikisine de gerek yok. İşte QBASIC' in gücü:

SWAP (A, B)

Hehe :)

Mehter Marşı Pazarlama Tekniği

Bu yakıştırmayı vaktiyle PC Magazine Türkiye editörlerinden Niso Levitas yapmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam Intel' in Pentium II' den sonra Celeron' u çıkarmasına gönderme yapmıştı.

Az önce Ekşi Sözlük' e bakarken karşıma "intel tarzi pazarlama teknikleri" başlığı çıktı. Vaktiyle Cenk Tarhan' ın söylediği bir sözü yaşmışlar (ben hatırlamıyorum):
"386-dx.. iki ileri 486-dx.. bir geri 486-sx 25.. iki ileri pentium.. bir geri 486-dx4 100.. iki ileri pentium ii.. bir geri tampon belleksiz* celeron.. tüh bu sefer yemediler.. tampon bellekli celeron.."

Özellikle "tüh bu sefer yemediler" sözü bayağı güldürdü beni. Çok iyi hatırladığımdan mıdır nedir?

Not: Sabah otobüste okuduğum "IA-32 Intel Architecture Developer' s Manual" in bu konuyla alakası yok :)

FreeBSD Tarihçesi

FreeBSD projesinin nasıl geliştiğini öğrenmek için güzel bir belge.
http://www.enderunix.org/docs/freebsd_history.html

08 Ocak 2006

Tehlikeli Bakışlar

Sanırım 2003 yılında (tulumlardan anladım :)) iki farklı yarışta Michael Schumacher ve Kimi Raikkoen tuhaf bir şekilde kameralara yakalanmışlar. Michael Schumacher ve Rubens Barrichello' nun Raikkonen' e bakışları oldukça tehlikeli görünüyor. 2. resimde Raikkonen' in yüzündeki ifade de oldukça ilginç.





Papa 2. Jean Paul, McLaren ve F2004

Yeni Yıl, Yeni Ev, Yeni ...

1 yıldır yaşadığım Küçükçekmece' den yaptığımız sayısız denemeler sonucunda nihayet ayrıldık. Daha önce yaşadığımız evin çalıştığım şirkete olan uzaklığı, evdeki çeşitli sorunlar ve üst katımızda oturan ve henüz evrim sürecini tamamlayamamış canlıların neden olduğu türlü rahatsızlıklar nedeniyle oradan bıkmıştık. Yaz aylarında çok istememize rağmen bir türlü uygun bir ev bulamamıştık ve 2006 yazına kadar da aynı yerde idare etmeye karar vermiştik. Ancak şartlar iyice zorlaşınca tekrar ev arayışına girdik. Nihayet Aralık ayında Aksaray civarında bir ev bulduk ve 2 hafta önce taşınabildik. Şimdi iş yerime daha yakın ve daha rahat gidip gelebileceğim, daha rahat bir evdeyim. E tabi biraz tuzluca ama idare edeceğiz artık :)

Bu arada 2005' i de bitirivermişiz hiç farkında değilim. :)