Yaşar' ın Web Günlüğü

30 Temmuz 2005

Hadi Schumi, Kalk ve Kendine Gel!

Bu sezon Ferrari' nin kötü gidişatı beni ve benim gibi birçok Ferrari taraftarını ziyadesiyle üzdü. Her yarış öncesinde bu sefer kendilerine gelirler ve toparlarlar diye beklerken alınan kötü dereceler beni artık büyük bir ümitsizliğe sürüklemişken, bugün Macaristan GP' sinde Michael Schumacher' in pol pozisyonu almasıyla tekrar yüzümüz gülmeye başladı. Ayrıca bu pol pozisyonuyla Ayrton Senna' nın 65 pol pozisyonluk rekoruna da çok yaklaşmış oldu. Yarınki yarış için oldukça ümitlenmeye başladım. Belki yakıt yükünün az olması nedeniyle de bu kadar hızlı gitmiş olabilir. Ama, Schumacher bunu lastiklerde yapılan yenliğe bağlıyor. Bakalım. Bekleyip göreceğiz.

Hadi Schumi, kalk ve kendine gel!

Superman' i göremedim

Çalıştığım şirketin vermiş olduğu iş ilanlarından birine başvuran adayların CV' leri arkadaşım tarafından incelenip telefon ile çağrılırken bir CV dikkatimi çekti. Bilgisayarın başına geçip okumaya başladım. Söz konusu arkadaş CV' sinde bildiği işletim sistemleri olarak "Unix/Linux, Windows, DOS" falan yazmıştı. Ayrıntı kısmında ise "Linux, Windows 9X/ME/XP/2000/2003, Unix (Digital), Unix (BSD), Unix (Solaris), Novell Netware, OS/2 Warp, Netscape Enterprise Server, Oracle, MySQL, mSQL, MS SQL Server, C, C#, Java Script, PHP, Pascal, Photoshop, PantShop Pro, The GIMP, AutoCAD, IntelliCAD, 3D StudioMAX, Macromedia Flash, Dreamweaver" bildiğini, çoğunluğunu da "İyi" bazılarını da "Orta" derecede bildiğini belirtmişti.

Bu kadar bir birinden alakasız ve farklı uzmanlıklar gerektiren yazılım ve sistemleri herhangi birisinin yazmış olması bile beni yeterince şaşırtmışken doğum tarihi ve okuldan mezuniyet tarihini görünce kahkaha ile gülmeye başladım. Söz konusu arkadaş 1980 doğumluydu ve üniversiteden de 2 yıl önce mezun olmuş ve şu ana kadar sadece 1 şirkette web tasarımcısı olarak çalışmıştı. Yani anlayacağınız karşımızda tam bir "Superman" vardı. Hiç bir şirkette bu yazılımları ve sistemleri kullanmamışken sadece belge okuyup evdeki bilgisayarda ya da evde kurduğu veri tabanı kümleri (!) ile bu yazılımların çoğunu iyi derecede bilmesi onun Superman olduğuna işaretti. Ancak bu sefer aramızda Clark Kent kimliği ile değil başka bir kimlik ile geziyordu.

Arkadaşım kendisini aradı ve ertesi güne randevu verdi. Tabi ben de kendisini gördüğümde kendisine edeceğim iki çift lafı hazırlayıvermiştim. Ancak ertesi gün Superman arkadaşımı aramış ve görüşmeyi iptal etmişti.

Garip. Oysa ki biz Superman' in güçlerinden faydalanıp teknolojimizi geliştirecektik. Tüh!

Değişiklikler, yenilikler

Ne zamandır yazamıyordum buraya. Zaten ne zaman doğru dürüst yazabildim ki?

Efendim. Aradan geçen zaman içerisinde, bünyemde vuku bulan gaza gelme süreci sonrasında biricik Debian' ımı öyle bir dağıttım ki en sonunda dağınık yerde bulunamama fobime yenik düşüp sistemimi yeniden kurmaya karar verdim. Daha önceleri kendime prensip edindiğim "bir makineye Debian ancak bir kez kurulur" sözüne de ters düşmüş oldum. Ama sistemi o kadar kurcalarsan olacağı budur arkadaş!

Sistemimizi geçen Pazar günü yeniden kurduk kurmasına ama hala canımı sıkan bir şeyler var. Bazı uygulamaları çalıştırmak istediğimde bir türlü çözemediğim bir "parçalanma arızası (segmantation fault)" mesajı her seferinde başımdan aşağı kaynar sular döküyor. Acaba testing deposu bu kadar saçmalamış mıdır Etch ile anlamış değilim. Gerçi bu paketler unstable deposundan testing deposuna daha yeni geçtiler, belki normaldir diye düşünüyorum ama daha önce aynı uygulamaları kullandığım için kafam karma karışık oldu. Vaktim olsa orasını burasını kurcalayacağım ama olan vaktimi geçen pazar sistemi yeniden kurmaya harcadım.

Sanırım kendime verdiğim gaz bayağı bir şişmeme neden olmuş ki her zaman bluesteel temasına hasta olduğum enlightenment' i kuruverdim. Ancak şu bir alt menü çok uzun olduğunda bir anda kayması bu akşam yüzümün sivilcelerle dolmasına neden oldu. Vardır bunun bir ayarı diye Google' ı usandırdım ama sanırım uykulu ve yorgun halimden olsa gerek bir şey bulamadım. Bilen varsa beri gelsin.

Bu arada hızımı alamayıp daha önce kullandığım KMail' i artık bırakıp Mutt' a geçiverdim. Başlangıçta kastı ama (daha önce bir kez daha denemiştim) sonradan ayar dosyasıyla oynamaya başlayıp esnekliğinin farkına varınca (günaydın) bütün hesaplarımı Mutt' a aktardım. HTML e-posta mesajlarını normalde göstermediği için mailcap ile w3m çıktısını görüntülemesini sağladım. Birkaç ufak kişiselleştirme ile daha da bir güzel geldi bana. İnşallah kullanmaya devam ederim.

Bu arada Linux üzerinde özgür bir web hosting yönetim yazılımı arayanlara webmin-virtual-server paketini şiddetle öneririm. Geçenlerde şirketteki kurduğum veri tabanı sunucusuna kolaylık olsun diye webmin de kuracakken "apt-cache search webmin" dediğimde farkettim bu paketi. Apache, MySQL, PostgreSQL, LDAP, Webalizer, SSH, ProFTPD, Sendmail, Postfix vs.' den hangilerini kullanıyorsanız açmış olduğunuz sanal sunuculara göre kendisi ayarlıyor. Siz de Plesk gibi yazılımlara 800$ gibi bir ücret ödemek zorunda kalmıyorsunuz.

Bir de şirkette kullandığım Windows kurulu sisteme xoblite kurdum. xoblite, Blackbox' ın Windows portu. Explorer yerine geçip masa üstünü ortadan kaldırıyor ve son derece hafif bir ortam ile sistemin hızlanmasını sağlıyor.

Neyse, ben biraz daha gaza geleyim de başka değişiklikler de yapayım.